11 Mayıs 2016 Çarşamba

BİLGİ VE BİLİM

  Bilginin o sonsuz zevkini tadan bir kimse öğrendikçe öğrenmek ister. Türlü konularla, türlü yollarla öğrendiğimiz bilgiler bizi aydın, kültürlü hale getirir. Aydın kimse her şeyden önce iyiyi ve kötüyü kolaylıkla ayırabilen olgun insan tipidir. Gerek hareketleriyle, gerek konuşmaları ve gerek fikirleriyle toplumda örnek tutulan seçkin bir insandır. Bilim ise fiziki ve doğal evrenin yapısının ve hareketlerinin  birtakım yöntemler aracılığı ile sistematik bir şekilde incelenmesidir. Geçmişe bakıldığında en önemli sayılan bilim dalları ise matematik, geometri, gök bilimi ve tıp bilgisidir. Bilgi ile bilim arasında son derece bir bağ olmakla beraber bilim olmadan bilgi olmayacağı da açıkça meydandadır. Bazı bilim adamları çalışıyor, buluyor ve kanıtlamaya çalışıyor ki bu da günümüzde bir şekilde bilgi olarak elimize geçiyor.
                                   bilim ile ilgili görsel sonucu
                                                       
                                         

İNSAN DAYANIŞMASI

   Dayanışma bir topluluğun herhangi bir durumda el ele olması ve o durumu birlikte halletmeye çalışması olarak tanımlanabilir. Ülkemiz bu konuda son derece gelişmiştir. Bugün herhangi bir vakıf, dernek veya cemiyet topluluklarında dayanışmanın olduğu son derece aşikardır. İlk dayanışma aile kurumu içerisinde görülür elbette... Aile topluma yol gösterir. Düzenli bir hayatın sürdürülmesi aile bireylerinin sevgi, saygı ve dayanışmasına bağlıdır. Ailede herkesin bir iş bölümü vardır. Yapılan bu dayanışma ise hayatımızı kolaylaştırır. En önemlisi ise dayanışma çoçuklara sorumluluk kazandırır.

10 Mayıs 2016 Salı

BENİMLE TURKCHE KONUŞMA

   Kültür mirasının nesilden nesile aktarılması dille mümkün olmaktadır. Bizim de kültür hazinelerimiz Türkçemizin zenginliği , canlılığı sayesinde günümüze kadar ulaşmıştır. Atalarımız biliyordu ki; dilini kaybeden bir millet her şeyini kaybetmiştir. bu bilinçle Türkçemize sahip çıktıkları için onların eserleri günümüzde de el üstünde tutulmaktadır. Cemil Meriç diyor ki:"Kamusa uzanan el namusa uzanmıştır." Bu cümleden bizim dile ne kadar önem verdiğimiz anlaşılabilir. Fakat günümüzde ne yazık ki bir çok yabancı kelime kullanıyoruz ve bunun farkında olmayan çok insan var. Örneğin en basitinden "pardon"kelimesini bugün milyonlarca insan kullanıyor fakat yabancı bir kelime olduğunu çoğu kişi ne yazık ki bilmiyor. 

SANATA DAİR

   Herhangi bir duygu, düşünce, olay veya varlık anlatılırken, insanlarda hoş etkiler bırakacak şekilde bir anlatımın veya sunuşun kullanılması, sanat olarak tanımlanabilir. Sanatta en önemli nokta yaratıcı ve estetik olmasıdır. sanatın, bir toplumun kalkınmışlık düzeyi üzerinde büyük bir etkisi vardır. Özellikle gelişmiş ülkelerde sanata verilen önem büyüktür. Buna bakarak gelişmemiş ülkelere bakıldığında sanatsal faaliyetlerin fazla yaygınlaşmadığı görülür.
                                                sanat ile ilgili görsel sonucu   
 

GAZEL

    Yiriyle ey hüma girmiş degüldür meclis-i ışka
    Horos-ı Arş anun kim nar-ı ahından kebab olmaz.
  ( Ey Hüma! Allah'ın ateşinden arş horozu kebab olmayan kimse aşk meclisine hakkıyla girmiş sayılamaz)
   Halk arasında "devlet kuşu"olarak da bilinen Hüma, kimse tarafından görülmeyen; gören yahut gölgesi üzerine düşenlerin başına devlet doğacağına inanılan bir kuştur. 
                           hüma kuşu ile ilgili görsel sonucu       

9 Mayıs 2016 Pazartesi

MODA VE TELKİN

   Modada telkinin önemi çok güçlü olarak hissedilir. Fert bir taraftan kitleden ayrı düşmemek için onun giydiğini benimserken; kendi yakın çevresinden de ayrı kalmamak için en yakın çevresinden başlayarak aldığını alması, giydiğini giymesi yolunda telkinlerde bulunur. Telkin'in en fazla görüldüğü grup kadınlar ve çocuklardır.    

GAZEL

                     Gedayuz şaha baş eğmez dil-i agahumuz vardur.
               Fakir isek gam begler gani Allahumuz var
   ( Fakiriz ama padişaha baş eğmeyen uyanık bir gönlümüz vardır. Beyler, fakirsek ne gam; bizim zengin Allah'ımız var.)
   Şair, fakir anlamına gelen "geda" kelimesini burada iftihar ederbir tavırla kullanmaktadır. Çünkü Hz. Muhammed'e izafe edilen "Fakirlik övüncümdür" anlamında bir sözdür